İnsan sessiz kal diktasını veren, gücünü pilden aldan bir tansiyon aletini dinliyor da, kalbine iyi bak diyen kitabı dinlemiyor.
ÇAMURA DÖNME!

Öyle ya emekliyordu insan, ayakları çamura değmeden önce. Gözbebeği bile masum bakıyordu, avucu kire uğramayan babasının ellerine. Eskiden aç yatanı yoktu sokakların. Neydi peki değişen? Madem insan değişmediyse… İnsan saygıyı hissetmekten öte durup, saygı duymaya başladı başlayalı bir ayağı hep pislikte. Pisliğe basanın namazı kabul olur mu hiç düşünün bakalım… Abdesti olsa bile.
Eğer kendimizi iyi anlamazsak, sokakların aç yatanı olur, anlamazsak susuz kalanları olur. Anlamazsak, varlığımızın anlamını da idrak edememiş oluruz… Bu acı bir durumdur, eğer umrunuzdaysa tabi.

Her gün baktığımız aynada fark edemediklerimize odaklanmak lazım. Gözlerinde kibrin belirtisi var mı? Tebessümün de samimiyete sahip misin?
Bizler iyiydik güzeldik çamurlu bir yaşamı tercih etmeden önce. Hala yaşadığımıza göre arınmalı o puslu karakterden. Güneşi, aydınlığı, huzuru ve güzel insan olmayı  tercih etmeli… Çok geç olmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder