İnsan sessiz kal diktasını veren, gücünü pilden aldan bir tansiyon aletini dinliyor da, kalbine iyi bak diyen kitabı dinlemiyor.
TV’DE ÖFKE KONTROLÜ

Biz ne ara asabileştik. Hem de dünya git gide modernleştiğini iddia ederken. Yaşam standartları olgunlaşırken, hazır ömür süresi de uzuyormuş o halde nedir bu can sıkan? Kime bu öfke, hayır bağırıp çağırınca dünyanın merkezine mi koyacaklar bizi? Öyleyse eğer kulağı ağır işittiğinden herkesi sağır zanneden dedelerimiz yaşadı. Şaha kalkacaklar demektir yetmişinde.
Efendim hiçbir şeyi beğenmiyoruz. Haber sunanı da, maç anlatan spikeri de, daha geçen hafta aldığımız ayakkabıyı da. E haliyle isyan ediyoruz, sabredeceksin de ne olacak yani değil mi? Öyle stres mi atarmış insan? Git oradan sen de… Geçiştirmeleri kaldırın artık şu modern çağa girmişken. Vallahi sonra attıracağız kendimizi. Maazallah ömrümüz istatistiklerde kısalır.

Sabır üzerine çok kelam edilmiştir, biraz da ben yazayım diyemiyorum, haddime değil. Biz öfkeye devam edelim, öfke iyidir, candır, heyecandır, dimi güzel abilerim? Bağırın, maşallah, sesinize kurban… Tahammülsüz olmaktan bunlar. Tuttuğumuz takım kaybetmiş, ya hep mi kazanacak. Babamın da dediği gibi ‘’Bize para veren mi var?’’ Diziler sürekli reklama giriyormuş, izleme ablacım, sonra gaza gelip ocakta unutuyorsun yemeği, haybeye israf… Yaşım da küçük anlamıyorum ama, sinirlenme katsayımız arttı her şeye. Yakışmıyor koca adamlara, kar topu attı diye adam öldürmek, çocukların topunu kesmek. Azcık sükunet, azcık sabır. Onca program dönüyor TV’de ‘Öfkeyi kontrol etmenin yolları’’ diye, hiç mi işinize yaramadı yani. Yakışmadı ablacım, sen ki bu civarların en televizyon müptelasısın, sen de böyle yaparsan ne ola bizim halimiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder