İnsan sessiz kal diktasını veren, gücünü pilden aldan bir tansiyon aletini dinliyor da, kalbine iyi bak diyen kitabı dinlemiyor.
HALA ANLAMADI

Ayakları titriyordu
Ruhun müziğe adanması gibi adıyordu kendini
Ölüm duygusuna benzer bir sessizlikle.
Dudakları büzüştü
Soğudu elleri
İlk terk eden avuçlarındaki heycansı terler oldu.
Musluğu açtı
yalnızlık kokan pas kokusu sardı bir aydır değişmeyen havluyu.
Yüzünü yıkayıp yaşadığını anlamak istiyordu.
Küfe dönmüş yüzüyle aynaya baktı.
Göz bebekleri güve yapmış, göz yaşları aka aka
Sessizliği evi sardı.
Kapının deliğinden suyun buharı çekiliyordu.
Temiz havaya teslim oldukça nefesi daralıyor
Pıhtıya merhaba diyordu, içindeki seyahat eden kanı.
Hala anlamadı, yüz kere yıkasa da yüzünü
Her gün değiştirse de havluyu.
Kapının deliğini kapasa da bir pamukla
Elleri cebinde gezip hep sıcak tutsa da…
Hala anlamadı, aşık olduğunu…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder