İnsan sessiz kal diktasını veren, gücünü pilden aldan bir tansiyon aletini dinliyor da, kalbine iyi bak diyen kitabı dinlemiyor.
FARKINDA MISIN ?

Yaşam mücadelesi savaş meydanlarına tanıklık ediyor. İnsan denen mahlukat dünyaya hakim olma iddiasına başladığından beri, kan durmuyor özümüz olan toprağın üzerinde. Büyük bir alçaklık baş kaldırısı bu. Haddin olmayan boyutlara ulaşıp taparsan eğer canına, an gelir teslim etmek istesen de edemezsin bu kez inleyen bedenini. Yitip düşmeden evvel, fark et… Ölüm var bu savaşın sonunda, ama galip gelmek de…
Güneş hala doğudan doğduğuna göre, el uzatmaya vaktin var. Senden olana, vicdan taşıyana kucak açman gerektiğini fark et… Teknoloji o kadar ilerlese bile, kilometreler hala engel teşkil edemiyor gönül birliğine. Tebessümün yıkamadığı sertlikte duvar yapamıyorlar. Sıcak bir elin yolladığı selamı kesemiyorlar hala… Neden öyleyse? Zalimliğin huzur vermediğini fark et…  Delice uğraşlara
müptela olanlar, içine bir türlü esenlik getiremeyenlerdir. Peki ya neden? Aklındaki soruların izinden gitmen gerektiğini fark et…
Farkına var artık taşıdığın değerlerin. Bir yerde gözyaşı akıyorsa acı vardır. Acıya ortak olmak değil mi bizi diğerlerinden ayrı kılan? Bu gökyüzü hepimize aynı, güneş hepimize aynı, yağmur hepimiz için. Öyleyse neden ortak paydada bulaşamıyoruz?
İnsan, kendi derdine düştüğünden bu yana hep zalim. Hep yalnız, ölüme karşı hep korkak. Öldürenler bu yüzden bu denli ölümden korkuyor… Eğer bu bela uykudan uyanmazsan, açmazsan gözlerini, kalbinin insani tarafına ulaşmazsan… Vay halimize… Gelecek hayrola, şerler def ola.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder