İnsan sessiz kal diktasını veren, gücünü pilden aldan bir tansiyon aletini dinliyor da, kalbine iyi bak diyen kitabı dinlemiyor.
DÜŞÜNMEK AYRICALIKTIR

Zaman, düşünceye önem verme zamanı. Geçmişin fevri, öfke dolu, yüksek tona sahip cümleleri pek itibar etmiyor artık.  Devir, sessizliğin ardından gelen mantıksal hamlelerin devri… Zaferler kalemle kazanmayı da geçti, yazıya dahi alınmadan evvel,  zihinsel mücadeleden galip gelen kazanıyor. Öyle ama düşünmek kolay iş mi?
Düşünmek için aklı selime muhtaçlık var. Düşünmek için bilmeye, öğrenmeye, okumaya ihtiyaç var. Herkes düşündüğüyle işe yarasaydı, dünya bu denli leş hal almazdı. En basitinden zulümle ölmezdi kimse… Farkındayız değil mi ölüm ne kadar basitleşti algılarımızda?
Düşünmek, iyi niyetle birlik içinde olmalı. Seni doğru yola çeken şeyin dostların olması gibi, düşüncenin de dostu iyi niyet olmalı. İyi birey olmayı bile beceremezken, düşünceyi bir de iyi niyetle birlikte sağlamak kolay mı?

Kolay olan ne kaldı ki? Yaşaması zor, ölümü zor, yetişmek de zor yetiştirmesi de. Bir fidanı büyütmek bile zorken, insanı doğruya sevk etmek pek tabi zor olacak. Ama tıpkı diktiğiniz bir fidanın büyürken size verdiği mutluluk gibi, avucunuza aldığınız ilk meyvesine olan sevinciniz gibi, ömrünüze ortak olan bir ağaçla hayatı paylaşmak bile bu denli güzelse… Bir düşünün, iyi niyetle düşünen bir kalbi eğitmek nasıl bir fayda verir?
Aklı selim, gönlü derin, düşüncesi iyi niyetli olanlardan olmak nasip olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder